SEPETÇİOĞLU'NUN HAYATI

MUSTAFA NECATİ SEPETÇİOĞLU
Evet, o, çağımızın Dede Korkut’uydu. Gerçek bir bilgeydi. Türk kültürüne kazandırdığı eserlerle, bir neslin hocası oldu.
Birinci ölüm yıldönümünde saygı ve rahmetle andığımız büyük fikir adamı ve Türk edebiyatının Cumhuriyet dönemi usta romancılarından Mustafa Necati Sepetçioğlu, 1932 yılında Zile’de dünyaya gelmişti. 

İlk ve ortaokulu Zile’de bitirdikten sonra, Sivas ve Tokat’ta başladığı lise öğrenimini İstanbul Haydarpaşa Lisesi’nde 1951 yılında tamamlamış, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden 1956 yılında mezun olmuştu. 

Edebiyat Fakültesi’nden sınıf arkadaşı olan Neriman Muazzam Gürşen’le mutlu bir evlilik yapmıştı. Ankara’dan Genel Kurmay Başkanlığı Psikolojik Harp Dairesindeki yedek subaylık görevinden sonra, yoğun ama düzenli bir çalışma hayatı…

İstanbul’da Adalar Belediyesi’nde başlayan ve Eminönü Belediyesi’nde devam eden memuriyet… Türkiye Kızılay Derneği’nde kısa süren Neşriyat Müdürlüğü’nün ardından, 1966 yılına kadar sürecek İstanbul Sosyal Sigortalar Kurumu Hukuk İşleri Müdürlüğü’nde idare amirliği…

1967’de başlayan Sosyal Sigortalar Kurumu Şişli Hastanesi Müdürlüğü, 1968’de başlayan Milli Eğitim Basımevi ve Derleme Müdürlüğü, Ve bu görevde iken 1976 yılında emeklilik…

Mustafa Necati Sepetçioğlu, emekli olduktan sonra, 1948 yılında henüz 16 yaşında iken başladığı dergi ve gazetelere yazı yazmanın yanı sıra, tarihe karşı olgun bir sorumluluk bilinci içeren tarihi romanlarını da aralıksız yazmaya devam etti. 

İlk hikayeleri Sivas’ta çıkan Hakikat gazetesinde 1948 yılında yayınlanmıştı. . Daha sonraki hikayeleri İstanbul, Yol, Türk Yurdu, Türk Dili, Türk edebiyatı dergilerinde yer aldı. Hikayeleri ilk basılmış kitabı olan “Abdürrezzak Efendi” ve 1972’de yayınlanan “Menevşeler Ölmemeli” adlı kitaplarında toplandı. Bu hikayeler, Almancaya çevrildi. Azerbaycan’da, Bakü’de de yayımlandı. 

Tiyatro eserlerinin bir kısmı İstanbul Şehir Tiyatroları’nda sahneye kondu, bir kısmı ise kitap halinde basıldı. Bu eserlerinden Büyük Otmarlar, önce İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği Gençlik Tiyatrosunca sahneye konuldu, sonra İtalya’da Porma, ve İsviçre’de Zürih kentinde oynanarak, 1968 yılında bu şehirdeki “Dünya Gençlik Tiyatro Festivali”nde birincilik ödülü aldı. “Çardaklı Bakıcı” adlı oyunu ile MEB ödülünü kazandı. Konu olarak Türk destanlarını işleyen ve yedi büyük Türk destanını tek bir destan halinde ve roman bütünlüğünde geliştiren, adına “Yaratılış ve Türeyiş” dediği kitabı Türkiye dışında Polonyada’da da yayınlandı, Amerika’da İngilizce’ye çevrildi. 

Nehir roman denilebilecek bir grup romanında Malazgirt Zaferi’nden başlayarak Osmanlı’nın Fetret Devrine kadar Türk tarihini konu alırken, diğer romanlarında günümüz Türkiye’sinde yaşanan toplumsal değişim ve sonuçlarını işledi. 

“Gece Vaktinde Gün Dönümü” ve “Karanlıkta Mum Işığı” adlı kitaplarıyla Türkiye Milli Kültür Vakfı 1980 Kültür Armağanı’nı, “Ve Çanakkale 3 / Dönüler” adlı eseri ile Türkiye Yazarlar Birliği’nin 1980 “Yılın Romancısı Ödülü”nü kazandı. 1994’te de “İLESAM Üstün Hizmet Beratı”na layık görüldü. 

1986 yılında Konya kültür ve Turizm Derneği “Edebiyat ve sanat Büyük Ödülü”nü alan Mustafa Necati Sepetçioğlu’na Konya Selçuk ve Tokat Gazi Osman Paşa Üniversiteleri tarafından “ Fahri Doktora “ ünvanı verildi.18 Kasım 1997 tarihinde Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi Şeref Üyesi seçildi.Roman, hikaye ve tiyatro eserlerinin ve pek çok baskısı yapılan ve çevrilen Sepetçioğlu’nun 100’den fazla da makale, röportaj, sohbet ve diğer yazıları ile konferans ve tebliğleri bulunuyor.Pek çok baskısı yapılan ve çeşitli dillere çevrilen roman, hikaye ve tiyatro eserlerinin yanı sıra Sepetçioğlu’nun bir çok makale, röportaj, sohbet ve diğer yazıları ile konferans ve tebliğleri bulunuyor.Sürekli Basın Kartı sahibi olan yazar, şiirsel bir dille yazdığı “Yesili Ahmet Hoca” adlı son eseriyle de otoritelerin büyük övgüsünü kazanmış, Ahmet Yesevi Üniversitesi ve Vakfı tarafından “Berat ve Plaket” ile ödüle layik görülmüştü. 

Mustafa Necati Sepetçioğlu, 74 yıllık hayatında, başlıcaları Kilit, Anahtar, Kapı, Çatı, Üçler - Yediler – Kırklar, Bu Atlı Geçite Gider, Cevahir ile Sadık Çavuş’un Buğday Kamyonu Geçitteki Ülke, Karanlıkta Mum Işığı, Darağacı, Ebem Kuşağı, Sabır, Gece Vaktinde Gün Dönümü, Güneşin Dört Köşesi, Ve Çanakkale - Geldiler – Gördüler – Döndüler, Kutsal Mahpus olmak üzere 50’ye yakın ölümsüz esere imza atarak ve baki kalan bu kubbede hoş bir seda bırakarak, 8 Temmuz 2006’da aramızdan ayrıldı.

Paylaş